İMKON Yönetim Kurulu: Türkiye’de Kentsel Dönüşüm Olamaz
(ELAZIĞ) -İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Yönetim Kurulu Osman Avcıl, depremlerle birlikte yıpranan bina sayısındaki artışa dikkat çekti. Avcıl, “Deprem kuşağında olan ülkemizde çok acilen bir dönüşüme gidilmesi gerekiyor. 4-4,5 milyon civarında bir çürük stokumuz var. Ancak Türkiye enflasyon, faiz anlamında ciddi problemler yaşıyor. Bir an önce ekonominin düzelmesi, faiz dengesinin sağlanması lazım. Böyle bir ülkede kentsel dönüşüm olamaz. Hükümet bile bunun altından kalkamaz” dedi.
İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Yönetim Kurulu üyesi ve kentsel dönüşüm uzmanı avukat Osman Avcıl, kentsel dönüşümde yaşanan sıkıntılarla ilgili açıklama yaptı. Mevcut koşullarda kentsel dönüşüm yükünün çok büyük olduğunu ve devletin bile bu yükü kaldırmakta zorlanacağını belirten Avcıl, özellikle İstanbul’da büyük bir depremin beklendiğini hatırlatarak bir an önce çürük yapı stokunun yenilenmesi gerektiğini ifade etti.
“BÖYLE BİR ÜLKEDE KENTSEL DÖNÜŞÜM OLAMAZ. HÜKÜMET BİLE BUNUN ALTINDAN KALKAMAZ”
Ülkede faiz ve enflasyon politikaları anlamında büyük problemler yaşandığını belirten Avcıl, şunları söyledi:
“Deprem kuşağında olan ülkemizde çok acilen bir dönüşüme gidilmesi gerekiyor. Her ilin, ilçenin kendi özelinde, özellikle de İstanbul’un acilen kentsel dönüşüm anlamında ciddi adımların atılması lazım. Ülkemizde 7 milyon civarında çürük yapı stoku vardı. 15-20 yıllık süreçte bunun yaklaşık 3-3,5 milyonu dönüştürüldü. 4-4,5 milyon civarında bir çürük stokumuz var. Bunun acilen dönüşüme alınması lazım. Ancak geldiğimiz noktada dünyanın ve Türkiye enflasyon, faiz anlamında ciddi problemler yaşıyor. Bu enflasyon, bu faizin döviz ve altının belirsiz olduğu bu zamanda, ekonominin dalgalı olduğu böyle bir zamanda; müteahhitler de vatandaşlar da böyle büyük maliyetlerin altından kalkamaz. Kesinlikle kentsel dönüşüme en büyük bir darbeyi vurur. Bir an önce ekonominin düzelmesi, faiz dengesinin sağlanması lazım. Faizin gündemimizden kalkması gerektiği aşikardır. Böyle bir ülkede kentsel dönüşüm olamaz. Hükümet bile bunun altından kalkamaz. Böyle bir yapıda kentsel dönüşüm bir hayal olur. Bu enflasyon ve ekonomik yapıyla giderse, en büyük ihanet böyle yapılmış olur ülkeye. Vatandaşlar çürük evlerde oturmak zorunda kalır, en ufak bir depremde can ve mal emniyetini kaybetmiş olur. Bir an evvel ekonomi düzelmeli. Hükümetin bazı destekleri vereceği söyleniyor. Ama bunun altından devlet de kalkamaz. Böyle bir enflasyon ve faiz yapısı altında devlet de çöker, çok zor ilerler.”
“MÜTEAHHİTLERİN NEREDEYSE YÜZDE 80’İ SAHADAN ÇEKİLDİ”
Avcıl, müteahhitlere verilecek hibelerin eşit bir şekilde dağıtımının yapılmayacağını belirterek şunları söyledi:
“Bazı güzel işler var, hibeler, faiz destekleri var. Ama bunun her tarafa eşit ve sıcak bir şekilde erişebileceğini ben düşünmüyorum. Özel müteahhitler yap-satçı dediğimiz müteahhitlerin neredeyse yüzde 80’i sahadan çekildi. Şu anda doğru dürüst müteahhit de kalmadı. Olanlarda zaten köklü, ekonomik dengesi köklü yapıdan gelen, geçmiş birikimiyle gelen müteahhitler. Ama ekonomi bu şekilde giderse bu müteahhitler de sahadan çekilir. ve vatandaşlarımız çürük yapı stoku ile baş başa kalmış olur. Bu konuda hükümeti ve yetkilileri acilen göreve davet ediyoruz. Müteahhitler denetlenemediği için de dönüşümler yapılamıyor. Müteahhitlik mesleğinin bir tanımı yok. Ceza hukuku kapsamında bir yaptırımı yok. Bir odası yok. Ekonominin lokomotifi olan bu kadar önemli bir sektörde, ülkenin ekonomisinin çoğunu yönlendiren müteahhitlik sektöründe oda yok. Biz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı herhangi bir meslek örgütü gibi oraya üyeyiz. Halbuki KKTC’de dahi daha önceden açılmış. Orada Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği yıllar öncesinden var. Oraya üye olmayan müteahhitler iş yapamıyor. Müteahhitlik yapmak isteyen bir yatırımcı oraya gidip önce oraya üye bir müteahhitle anlaşıp kendisi yatırımcı statüsü ile ancak yapabilir. Bu kadar ciddi bir yapı var.
“MÜTEAHHİTLERİN MESLEKİ DİSİPLİN ALTINA GİRMESİ GEREKİYOR”
Türkiye’de şu anda 350 bin müteahhit olduğunu öngördük. Son iki yılda bazı yaptırımlarla bu sayı 50 bine düştü. Ama Avrupa’nın belki 10 katıyız. Tüm Avrupa’da 50 bin civarında müteahhit varken bu bizde 350 bin idi. 2019 yılında müteahhitlerin sınıflandırılmasıyla birlikte bu 50 binin altına düştü. Ama yine de Avrupa ortalamasının kat kat üzerindeyiz. Bizim bir an evvel müteahhitler odası ile beraber mesleki disiplin altına girmemiz lazım. Bu mesleği gerçekten yapan köklü firmalar ve asıl bu şekilde gerçekten ticari faaliyetlerini yürütmesi gereken müteahhitlerin önünü açılması gerekir. Müteahhitlere, asıl işi bu olan köklü firmalara, bu işi gerçekten yapmak isteyen dürüst meslektaşlarımıza da devlet yapısı ile ciddi kredi, hibe ve desteklerin verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”
“MÜTEAHHİTLER ODASININ KURULMASINI İSTEMEYEN ÇIKAR ÇEVRELERİ VAR”
Müteahhitlik mesleğine bir nitelik kazandırmak gerektiğini ifade eden Osman Avcıl, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Müteahhitler odasının kurulmamasının sebebini biz şöyle öngörüyoruz. 1960 yılından beri müteahhitler odası kurulmalı diye meclise hep teklifler verilmiş. Ancak her seferinde reddedilmiş. Bunun en büyük sebebi hükümetlerin şimdiye kadar müteahhitlerle işbirliği yapıp kendilerine bu anlamda çıkar sağladıklarını düşünüyoruz. Bu maalesef 50 – 60 yıldan beri gelen yanlış bir bakış açısı. Müteahhitlerle işbirliği yapıp menfaat içerisine giren hükümet yetkilileri, müteahhitler odasının kurulmasını istemiyorlar diye düşünüyoruz. Başka bir sebep yok. En başta Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı bir yapı olalım. Türkiye’de nasıl odalar, borsalar birliği varsa, Türkiye Odalar ve Borsalar’a Müteahhitler Birliği eklensin. Sonra da duruma göre müteahhitler odası olsun. Nasıl ki Ticaret Odası, Sanayi Odası ayrı ise müteahhitler odası da ayrı olsun. Bunun altyapısı kurulmalı ki 7 – 8 yıl önce İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu öncülüğünde, Tahir Tellioğlu Genel Başkanımızla o zamanki Çevre ve Şehircilik Bakanı müteahhitler yasasını yazdılar aslında. Epey yol da kat edildi. Sonrasında ilerletilemedi.”